Binali Yıldırım: HDP'lilerin sözleri Kürt seçmene hakarettir

Cumhur İttifakı'nın İstanbul Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, NTV soruları cevapladı. İstanbul'un sadece trafik sorunu olmadığını söyleyen Yıldırım, HDP'nin Kürt seçmenlerle ilgili sözlerini ise hakaret olarak niteledi.

Cumhur İttifakı'nın İstanbul Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, seçim kampanyasının ilk gününden itibaren yerelde kaldıklarını bunun kendisi için de öğretici olduğunu söyledi. İstanbulluların sadece trafik sorunu olmadığını anlatan Yıldırım, HDP'nin Kürt seçmenlerle ilgili sözlerini ise hakaret olarak nitelendirdi.

Binali Yıldırım, NTV'de Seda Öğretir, Oğuz Haksever, Vahap Munyar ve Mehmet Barlas'ın sorularını cevapladı. İstanbulluları bir kez daha oy kullanmaya davet eden Yıldırım, keyifli bir kampanya sürecini geride bıraktıklarını bu süreç içerisinde yerelde kalmayı tercih ettiklerini söyledi. Bu süre içerisinde İstanbulluları dinleme fırsatı bulduğunu ifade eden Yıldırım, İstanbul'un trafik dışında pek çok sorunu olduğunu söyledi.

İşte Yıldırım'ın açıklamalarından bazı satır başları:

"Belediye başkanından İstanbullular sadece trafiği çözmemizi beklemiyorlar, otopark işini beklemiyorlar, yeşil alanı beklemiyorlar. Onları istiyorlar ama bu şehirde gençler var, kadınlar var, işsizler var bunların konusu da sizin işiniz olması lazım diyorlar. Yani şehrin ekonomisini nasıl büyüteceksiniz, nasıl geliştireceksiniz, ekonomik vizyonunuz ne, 5 yıl sonra nasıl bir İstanbul göreceğiz? Milli gelir içerisindeki payı ne olacak? Ne kadar insana iş fırsatı oluşturacaksınız? Ne kadar ihracata katkıyı arttıracaksınız, turizmdeki İstanbul hedefi ne olacak? İstanbul’un dünya şehirlerindeki sıralaması ne olacak gibi sorular sordu insanlar bana.

Ben sadece HDP seçmeninden değil İYİ Parti seçmeninden de, Saadet Partisi seçmeninden de, Cumhuriyet Halk Partisi’nden de istiyorum.


500 bin iş vaadi

İş deyince, istihdam deyinde insanların aklına hemen devlette memuriyet veya devlet kapısında iş bulma geliyor. Bu mümkün değil takdir edersiniz ki. Asıl olan şehrin yapması gereken eğer çeşitli alanlarda, çeşitli eksenlerde gelişimini sağlarsanız kendiliğinden istihdam oluşacak. Mesela yeni havalimanı. Bütün etaplar tamamlanınca 225 bin doğrudan çalışan olacak. Dolaylı çalışanları saydığımızda bu sayı iki katına çıkacak. Tek başına İstanbul Havalimanı’nın milli gelire katkısı yüzde 5. Bu bir altyapı projesi, hizmet sektörü. Hizmet sektörü İstanbul’da birkaç alanda gelişmeye müsait. Bir tanesi turizm. Ama normal turizm değil. Sağlık turizmi, eğitim turizmi ve kongre fuar turizmi. Bunlar İstanbul için şartlar müsait, altyapı müsait. Bugün dünyada sağlık hizmetlerinin en kaliteli, en iyi verildiği 5.şehir İstanbul. İstanbul’un 61 tane üniversitesi, 1 milyon öğrencisi var. 1 milyon öğrencinin yüzde 5’İstanbul uluslararası öğrenci olsa yüzde 10’a kadar yolu var bu işin 100 bin öğrenci yapar. 4 yıl boyunca bu şehre katacağı ekonomik değer ve onun üstüne bu öğrencilerin Türkiye’yi, İstanbul’u bilmesi memleketlerine dönüp bizim adeta gönüllü elçilerimiz olacaklar. Bunların getireceği çok ciddi bir imkan var. Sağlıkta orta vadede 3 milyar dolar İstanbul bir kaynağa erişebilir. Kongre fuar turizmine gelince İstanbul maalesef henüz fuarcılıktan hak ettiği payı alamıyor. 300 binin altında. Avrupa’ya 50 milyon her yıl kongreler fuarlar için gidiyorlar. Bunun yüzde 10’unu alsak 5 milyon eder. Fuarlara kongrelere giden insanlar Bin 500 dolar bırakıyor. Bizim normal gelen turistler 650 dolar. Yani 7 buçuk milyar dolar demektir. Bundan İstanbulluya ne faydası var diye düşünenlere, bir turist 28 iş kolunu harekete geçiriyor. Herkes bundan nemalanıyor. Otelcisi alıyor, boyacısı alıyor, mücevhercisi alıyor, esnafı alıyor. Onların işi artınca daha çok adam istihdam edecekler, daha çok çalışan olacak. Kısacası şehrin belediye başkanı o şehre yatırım yapılması için şehre katma değer sağlamak için adeta bir promosyon ajansı gibi yatırım ajansı gibi çalışması lazım. Ben buna bakanlığımda şahit oldum. Avrupa’nın şehirleri gelip illa bizim buraya doğrudan seferler koyun, biz alan vergisini almayacağı, onu yapmayacağız bir sürü cazip tekliflerle geliyorlardı. ‘Oraya gelen insanlar bize para bırakacak’ diyorlardı. Doğrudan bir yere girip devlet dairesinde çalışan açısından çok kolay belki kavranabilecek bir şey değil ama 15 milyonluk bir şehrin 2.3 milyon genci var 25 yaşın altında. Bu gençleri bizim için çok muhteşem bir kaynak.

HDP'nin Kürt seçmenin Millet İttifakını destekleyeceği yönündeki iddiası

Bu Kürtlere yapılabilecek en büyük hakarettir. Bir kere HDP ve HDP’yi yönetenleri birbirine karıştırmayalım. HDP bir parti ama terör örgütünün yönetimi altında bir parti. Bunların daha bugüne kadar terör örgütü ile aralarına mesafe koyduğunu gören yok. Biz bunlara defalarca siz terör örgütü PKK konusunda kafanızı netleştirmeniz lazım. Bu terör örgütüdür, bunu kabul edeceksiniz ve şiddetle reddeceksiniz. Böyle bir şey yok. Tabi hal böyle olunca bizim bunlara hoşgörüyle bakmamız söz konusu olmaz.

"PKK'nın Kürtler diye bir sorunu yok"

Milletimiz açıkça bilmesi lazım, Kürtlerin bilmesi lazım PKK’nın Kürtler diye bir sorunu yok. Kürtlerin de, Türklerin de bu ülkenin PKK diye bir sorunu var. Bölgenin geri kalmasının sebebi PKK’dır. Biz Yükseova’ya havalimanı yaptık. 99 kere şantiye basıldı, makinalar yakıldı, çalışanlar dağa kaçırıldı, 3 buçuk sene gecikti. Kim kaybetti? Yapılınca en önce onlar uçağa bindi gitti HDP’li adamlar. Ama yapılırken hiçbir destek vermediler.

HDP'nin İstanbul'da aday göstermemesi

İstanbul’da HDP’nin adayı yok. Oraya oy veren bütün İstanbul’da yaşayan bütün Kürt kardeşlerimizin ben adayı olarak görüyorum kendimi. Ve bana dolayısıyla destek vereceklerine inanıyorum. Ben sadece HDP seçmeninden değil İYİ Parti seçmeninden de, Saadet Partisi seçmeninden de, Cumhuriyet Halk Partisi’nden de istiyorum. Ben şehri bir bütün görüyorum ve 15 milyonun geleceği için çalışacağımı söylüyorum. Başka adaylarda bunu söyleyebilir ama bir arka planı var bunun. Dönüp 16 yıllık geçmişe baktığımız zaman nereden nereye Cumhurbaşkanımızla birlikte milletimizin desteğiyle ülkeyi nereye getirdiğimiz belli, hangi eserleri kazandırdığımız belli. Yaparken burası bize az oy verdi, burası vermedi, bu bölge bize şaşı bakar diye bir şey demek ki. Aşkla, şevkle hizmette siyaset olmaz dedik çalıştık. Dolayısıyla biz bu kadar yıllık bakışımızı, duruşumuzu değiştirecek halimiz yok. 

"Kafama yatmayan hiçbir işi ben yapmam"

Bu soru bana hep soruldu 80. günde soruluyor. Bunun daha çık sorulma şekli, ‘Siz gönülsüz mü bu işe girdiniz’. Siz kibarlık yapıyorsunuz da çokça dediler bunu. Siyasi hayatımda veya önceki hayatımda istemediğim, kafama yatmayan hiçbir işi ben yapmam. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı hele hele başbakanlık kapatıldıktan sonra ben başbakanlık kadar büyük bir görev olarak görüyorum. Görevin büyüğü küçüğü olmaz ama taşıyacağı sorumluluk ve bu millete vereceği katkı açısından söylüyorum. İstanbul Türkiye’nin özeti. İstanbul Türkiye’yi sırtında taşıyor. İstanbul hapşırsa Türkiye nezle olur. Milli gelirinin 3’te 1’i. İhracatının yarısı, verginin yarısı, turistin 3’te 1’i, nüfusun yüzde 20’si. Tek başına bir ülke olsa 140 ülkeden daha büyük. Avrupa’nın 13.büyük ülkesi olur. Bu işin gerçekleri ama benim de İstanbul’la ayrı bir bağım var. Beni İstanbul’a çeken başka bir şey var. Ben 12 yaşında geldim, 1967’de geldim bu şehre. Ortaokul okudum, lise, üniversite, meslek sahibi oldum, ve bark sahibi oldum, çoluk çocuk sahibi oldum, torunlarım oldu. 2002’de parti seçime girdi İstanbul beni milletvekili yaptı, başbakan yaptı, bakan yaptı, meclis başkanı yaptı. Daha ne yapsın? İzmir’e de gittik geldik. Neticede bana bütün bunları yapan şehre karşı vefasızlık yapılır mı? Böyle bir önümüze konu gelmiş bu tepilir mi? 

İstanbul size vefasızlık yapar mı?

İlk günden bu ana en ufak bir tereddüt içinde olmadım, o kadar huzurlu o kadar rahatım. Sokağa indiğimde, insanlarla karşılaştığımda o kadar olumlu bir enerji oluşuyor ki bu her şeyi gösteriyor zaten. Ben kimin oy vereceğini vermeyeceğini bilemem bu oy gönül işidir. Gönülde varsa mutlaka verir. Her düşünceden insan gönlünü bize açtı. Bunu çok önemsiyorum. Baştan beri bir iddiam var, siyasette başarının ölçüsü bana göre gayrimemnunların oranını azaltmaktan geçiyor. Bende bunun için çalıştım çalışmaya da devam edeceğim.

AK Partili seçmene çağrı

Tabanımızdan gönlü kırıklar olabilir, mesajım onlara. Aile içinde kırgınlıklar olabilir ama uzun sürmemeli. Sandığa gitmelerini arzu ediyorum. Karşımızda benzemezler ittifakı var, sokakta yan yana gelemeyecekler seçime birlikte giriyor.

Kanal İstanbul'un finansmanı

Kanal İstanbul'un finanasmanında bir sorun yok. Rant projesi diye iddialar vardı bu doğru değil. Kanal İstanbul, ulusal güvenlik projesi. Mutlaka bu su yolu yapılmalı. Üniversiteler titiz çalışıyor, Karadeniz'e etkisi, arazilerin mülkiyet durumu. Kanal İstanbul bu sene başlayabilir. Proje her an başlayabilir. Yapay bir kanal mevzuatta yoktu, o yapıldı. 

Atatürk Havalimanı'nın durumu

Atatürk Havalimanı'nın bir kısmı millet bahçesi mevcut alanlarda fuar merkezi olacak. Hedefimiz yılda 140 fuar yapmak. Yeni yapılaşma olmayacak. Bir tane de Sabiha Gökçen yanına kuracağız. Pistlerin bir tanesi kalacak. İstanbul'un acil 955 kreşe ihtiyacı var. Evde iş yapan kadınların ürünleri değerlendirilmeli. İSMEK'i meslek akademilerine dönüştüreceğiz. Engelliler için altyapı yetersiz, geç kaldık."