Ekrem İmamoğlu: İstanbul'u yeniden dünya başkenti yapacağım

CHP'nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu, AB Türkiye Delegasyonu ile tanışma toplantısı gerçekleştirdi. Konuşmasına İngilizce ile başlayıp Türkçe sürdüren İmamoğlu, ''Kentler insanları yalnızca özgürleştirmez, aynı zamanda eşitler de'' diyerek, hedefini İstanbul'u yeniden dünya başkenti yapmak olarak ilan etti.

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, AB Türkiye Delegasyonu ile bir tanışma toplantısı gerçekleştirdi.

Konuşmasına İngilizce başlayan İmamoğlu, ''Türkiye için yerel seçim günü yaklaşıyor. Ziyaretiniz, hem benim için hem ittifakımız için, aynı zamanda da tüm İstanbul seçmenleri için çok önemli. Bu toplantıda, kendimi olabildiğince doğru anlatmak için konuşmamı Türkçe olarak sürdüreceğim'' dedi.

''Size vizyonumu anlatmak istiyorum''
Ana muhalefet partisinin adayı olarak, sözlerine ülkede yaşanan pek çok adaletsizlikten bahsederek başlamasının mümkün olduğunu belirten İmamoğlu, ''Demokrasi ve hukuk eksikliğinden, yasa ve Anayasa tanımaz uygulamalardan, medyadaki adaletsiz yapıdan, kamu kaynaklarının bir demokrasiden görülmeyecek şekilde iktidar lehine kullanmasından ve hatta seçim güvenliğine ilişkin ağır sorunlardan söz edebilirdim. Ama böylesi bir konuşma hem benim tarzım değil. Hem de böylesi bir konuşmanın benim kampanyama, hedeflerime ve seçimleri kazanmama bir faydası yok. Onun yerine ben bugün size vizyonumdan bahsetmek istiyorum'' dedi.

''Kentler özgürleştirir ve eşitler''
İmamoğlu, konuşmasında Ortaçağ'da Avrupa kentlerinde yaşanan ilginç bir hikayeye yer verdi: ''Kentin kapısından girip, orada yakalanmadan bir yıl yaşamayı başaran köleler, artık özgür kabul edilirmiş. Kentin bir özgürlükler ve fırsatlar adası olduğunun en somut tarihi göstergelerinden biri olan bu uygulama bize çok önemli bir mesaj daha veriyor: Kentler insanları yalnızca özgürleştirmez, aynı zamanda eşitler de...'' Kentlerin, içinde yaşayan insanların adalet duygusunu zedelediği, eşitsizliklere yol açtığı ölçüde güvensiz, ürkütücü yerler haline geleceğine vurgu yapan İmamoğlu, ''İnsanları, mutsuz, umutsuz ve hatta hasta ederler. Bu nedenle kentler her şeyden önce, kentsel adaletin hakim olduğu yaşam alanları olmak zorundadır'' diye konuştu.

''Tarihsel miras: Hoşgörü''
İstanbul'un, 3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehir olduğunu ifade eden İmamoğlu, kentin en önemli tarihsel miraslarından birinin ''hoşgörü'' olduğunu vurguladı. İmamoğlu, ''Kentin, her anlamda güvenli ve adaletli bir yaşam sunması, herkesin kendi kimliğini koruyup geliştirebilmesi, insanların kentin her anından ve alanından keyif alarak yaşamaları gerekir. Bunun için de hoşgörünün o kentin temel niteliklerinden biri olması şarttır'' dedi.

''Demokrasi şehri''
İstanbul'u, farklı fikirlerin bir arada yaşayabildiği, birbirlerine saygıyla bakabildiği bir ''demokrasi şehri'' olarak niteleyen İmamoğlu, bu özelliğin güçlendirilmesinin zorunluluk olduğunu belirtti.

Kentin bu özelliğine tüm dünyanın ihtiyacı olduğunu kaydeden İmamoğlu, ''Benim İstanbul'u yönetme motivasyonumda İstanbul'u yeniden bir 'dünya başkenti' yapma iddiası ve hedefi önemli bir yer tutar. Tarihsel olarak dünya başkenti olmak, dünya üzerinde idari ve siyasi bir hakimiyet kurabilmekle, mevcut siyasi ve coğrafi sınırların ötesini fethetmekle ilgili bir kavramdı. Bugünün dünyasında ise kültürel ve entelektüel üstünlüğü kurmakla, insanların kalplerini fethetmekle, insanlığın evrensel ideallerine katkı sunmakla ilgili bir kavram'' diye konuştu.

''İstanbullular kentten kaçmak istiyor''
Çeyrek asırdır İstanbul'u yönetenlerin, bir dizi mühendislik projesinden, büyük başarılardan söz edeceklerini belirten İmamoğlu, ''Ancak bugün İstanbulluların yaklaşık yüzde 65'i bir fırsat bulduklarında bu kenti terk etmek istediklerini, burada yaşamak istemediklerini söylüyorsa çok önemli şeyler de yapılmamış demektir. Yapılanlar da tam ve gereği gibi yapılmamış demektir. Kendi yurttaşlarını memnun edemeyen, kendi sakinleri için bir cazibe oluşturamayan bir kentin, bütün dünya için bir cazibe merkezi olması da mümkün değil elbette'' dedi.

''Geleneksel değerlerin sözcüsüyüm''
''İnsanların mutluluğu, geleceğe güvenleri ve adalet duyguları gibi konularla da ilgilenmeye başladığımızda, sorunları da yeniden tarif etmeye başlarız'' diyen İmamoğlu, kendisinin İstanbul'un sorunlarını yeniden tanımladığını vurguladı. İmamoğlu, ''Ve görüyorum ki yalnızca bu bile insanlara bir umut veriyor, büyük bir heyecan uyandırıyor. Üstelik henüz çözüm önerilerimi henüz açıklamamış olmama rağmen bunlar oluyor. Çünkü ben insanların ortak paydasını oluşturan evrensel değerlerin ve özlemini duydukları komşuluk, dayanışma, paylaşma ve merhamet gibi geleneksel değerlerin sözcülüğünü yapıyorum'' dedi.

Yeni nesil belediyecilik
İmamoğlu, sözlerini, ''Ben 21. Yüzyıl belediyeciliğinin önemine inanıyorum. Yeni nesil belediyecilik anlayışının, kentlerde, ülkelerde ve dünyanın her tarafında barışı ve refahı güçlendireceğine inanıyorum. Ben, İstanbul'un rotasını yaratıcılığa, inovasyona, sürdürülebilirliğe ve şeffaflığa çevirdiğimizde insanlarımızın pek çok sorununa çözüm bulacağımıza inanıyorum.

Benim yönetimimde İstanbul bir hoşgörü başkenti olacak. İstanbul insana değer veren bir kent yönetimine sahip olacak. Şeffaf ve hesap veren bir yönetime kavuşacak. Yaratıcı endüstrilere ve sürdürülebilir kalkınmaya odaklanacak. Bu tarihi kentte yaşayan her rengi, her farklılığı, her aykırı sesi kentin hazinesi olarak kabul eden bir yönetim anlayışı kuracağım. Ve bu anlayışın ülkeyi etkilemesi için elimden gelen her çabayı sergileyeceğim'' şeklinde noktaladı.