Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, Londra'daki alçak saldırıyı anlattı

Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, geçtiğimiz hafta Uluslararası Belediyeler Birliği’nin toplantısına katılmak üzere gittiği Londra'da terör örgütü destekçilerinin saldırısına uğradı. Döğücü, alçak saldırı sonrası detaylı bir açıklama yaptı. Döğücü, "Orada adeta katil gözlerini gördüm. Öldürecek gibi bir anda üzerimize yüklendiler, üzerimize koştular." dedi.

"GERÇEK DIŞI İFADELERE KAYITSIZ KALAMAZDIK"

Döğücü, Londra’da,  Strasbourg'daki Avrupa Konseyi’nin Yerel ve Bölgesel Belediyeler kongresi için üye delege olarak görevlendirildiğini belirterek, şunları söyledi:

“Orada seçimler yapıldı. Konu da İstanbul seçimleriydi. Londra üzerinden gittik. Hafta sonu orada Londra Meydanını gezerken, tamamen tesadüfen PKK ve yandaşlarının bir mitingine, gösterisine rastladık. Biz meydandan ayrılacağımız sırada geldiler. Toplu bir şekilde geldiler ve orada Türkiye aleyhine, Sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine tamamen gerçek dışı ifadelerle adeta karalama ve iftiralarla sloganlar attılar. Ellerinde terörist başı Öcalan’ın resimli bayrakları vardı. Kendi bayrakları vardı ve çok kalabalık bir gruptu.

Önce biz oradan ayrılmak istedik ama gittikçe artan ifadelerle hatta büyük anons araçlarıyla küçük çocukların seslerini verdiler. Adeta babalarına yalvaran ‘yanıyorum baba bana yardım et’ şeklinde ifadeler ve bunun kimyasal gazlarla ve bunun Suriye’de kimyasal gazlarla zehirlenen çocuklara ait bir ses olduğunu ifade ettiler. Bize karşı bu ifadelere asla kayıtsız kalamazdık. Burada olan kardeşlerimin hepsi de inanıyorum ki benim orada gösterdiğim tavrı mutlaka gösterecekti. Çünkü biz İstanbul’da yaşıyoruz. Biz Türkiye’de yaşıyoruz. Biz Suriyelilere kucak açmış Hiç kimsenin almadığı bu sığınma talep eden yurtlarından olmuş kişilere kucak açan bir millet olarak böyle ifadelerle orada Avrupa kamuoyuna lanse edilmesini hazmetmek doğrusu hiç mümkün değildi.”

"ORADA ADETA KATİL GÖZLERİNİ GÖRDÜM"

Şeyma Döğücü, "Orada özellikle tek başına bir kadına saldıra bulunamayacaklarını düşünerek ‘yalan söylüyorsunuz, herkesi kandırıyorsunuz.’ dediğimde, bir anda onların gözlerinin nasıl döndüğünü gördüm. Orada adeta katil gözlerini gördüm. Öldürecek gibi bir anda üzerimize yüklendiler, üzerimize koştular. Ama aramızda belli bir mesafe vardı. Polis o mesafeyi aşmalarına izin vermedi. Dolayısıyla biz de oradan hızla uzaklaştık. Akabinde büyükelçimizin dışişlerimizin bilgisi dahilinde Strasbourg’a girişimizi yaptık. Ciddi bir tehlike atlatmışız. Orada bunun farkına varamadık belki ama sonradan anladık ki bu insanların Norveç’te farklı Avrupa ülkelerinde Türklere karşı yapmış oldukları sebepsiz, sadece ve sadece ırkçı bir bakış açısıyla yapmış oldukları saldırıları da peş peşe geldiğini biliyoruz. Dolayısıyla belki o anda bir darp almadık. Hakikaten onların gözlerinde kadın, çoluk çocuk dinlemeyen o bakışı görmüş olduk. Rabbimize şükür ediyoruz hiçbir yara bere almadan ülkemize döndük.”  dedi.