İSTANBUL

Ekrem İmamoğlu İstanbul'a döndü 'mesaimin başındayım' dedi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, tatilden gelir gelmez ayağının tozuyla Şişli Belediyesi'ni ziyaret etti.

Serpil Portakal
Serpil Portakal[email protected]
Ekrem İmamoğlu İstanbul'a döndü 'mesaimin başındayım' dedi - Sayfa 1

İstanbul’un 39 ilçesini gezdiklerini belirten İmamoğlu, “Tek tek bütün ilçelerimizin sorunlarını dinliyoruz. İBB ile müşterek çalışma biçimini, beraber tarifliyoruz. Şişli’de olduğu gibi, diğer ilçelerde de beraber hangi projeleri geliştirebiliriz, geçmişten bugüne hangi projeler var, onlardaki aksaklıklar, sahada yürüyen işler… Bunları analiz ediyoruz. Baktığımız pencere şu: İstanbul’un her seçilmiş belediye başkanı, bizim belediye başkanımız. Her belediye, bizim belediyemiz. İBB’nin en değerli partneri, ortağı tabii ki bu 39 ilçe belediyesi ve belediye başkanı. Bu bakış açısıyla Şişli’deyiz. İBB, bir bütündür. Bu, şöyle bir bakıştır: Seçim bitmiştir. İBB, çatı kurumdur. Yerelde güçlü ilçe belediyelerinin varlığı, İBB’nin hizmetini kolaylaştırır. Aslında bu, demokrasinin de güçlenmesi anlamına gelir. Onun için buradayız” dedi.

Ekrem İmamoğlu İstanbul'a döndü 'mesaimin başındayım' dedi - Sayfa 2

“BU TASLAK NEREDEN ÇIKTI DİYE DÜŞÜNÜYORUZ”

İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da Keskin’in makam odasında yanıtladı. İmamoğlu’na sorulan ilk soru, “Yerel yönetimler yasa taslağı, uzunca bir süredir gündemdeydi. Cumhurbaşkanı’yla görüşmenizde de bu konu ele alınmıştı. Son durum nedir? Yürürlükteki 57’nci maddenin değişmesi de gündemde. Orada, ‘Devletin ortaya koyduğu projelerde hizmet aksarsa, yetki valiye ve valiliğin oluşturacağı en az 3 kişilik komisyona geçer’ diye bir cümle var ki; bunu ‘kayyım’ olarak yorumlayan bir kitle de var. Sizin bu konudaki görüşleriniz nelerdir” oldu.

Ekrem İmamoğlu İstanbul'a döndü 'mesaimin başındayım' dedi - Sayfa 3

“Henüz Meclis’e gelmemiş bir taslak üzerinden konuşmayı çok fazla düşünmüyordum. Ama basına düştü. Konuşuluyor. Bizim de elimize geçen bir taslak var. Bazen, ‘Bu taslak nereden çıktı’ diye düşünüyoruz. Sonra, ‘Henüz öyle bir konu yok ki’ diye cevap geliyor genelde hükümet yetkililerinden. Ondan sonra bir bakıyoruz, ‘tak’ diye önümüze gelmiş. Böyle bir süreç yönetiliyor Türkiye’de. Bahsettiğiniz Eylül ayındaki buluşmamızdan bu yana tam 5 ay geçti. Biz, 5 aydır yerel yönetimlerin, büyükşehir belediyelerinin kanun taslağıyla ilgili, çalışmasıyla ilgili davet bekliyoruz. Bu daveti bize söz veren ülkemizin Cumhurbaşkanı. Sayın Cumhurbaşkanı’mız dedi ki; ‘Bir komisyon kurulacak. Bu komisyona 3 tane CHP’liyi görevlendiriyorum.’ Kendisi isim saydı. Benim ismimi, Sayın Büyükerşen’i ve Sayın Mansur Yavaş’ın ismini saydı. Diğer taraftan da 3 belediye başkanı… Ve 6 bakan görevlendirdi. 5 aydır biz bu sözün yerine gelmesini bekliyoruz. Bir araya geleceğiz. Doğru kanun nasıl çıkar, içinde neler olmalı? Yerel yönetimlerin katkılarını sunacağız… Tümüyle demokratik bir tavır bu. Bu, bizim talebimizdi. Sayın Cumhurbaşkanı da bunu kabul etti ve bize böyle bir görevlendirme sundu. Bu işi de Sayın Fuat Oktay’a havale etti. Dedi ki: ‘Bu işi siz takip edeceksiniz, siz yapacaksınız.’ Ben de her gördüğüm yerde, bunu kendisine hatırlattım. Karşılaştığım yerde hatırlattım. Hala cevap bekliyoruz.”

Ekrem İmamoğlu İstanbul'a döndü 'mesaimin başındayım' dedi - Sayfa 4

“CUMHURBAŞKANI’NIN EMANETİ OLAN TAAHHÜDÜNÜN KARŞILIĞINI BEKLİYORUM”

“Orada bir kanun taslağı hazırlanmış. Bizim de elimizde bir nüshası var. Madde madde inceliyoruz. Bir komisyonumuz üzerinde inceleme yapıyor. Hatta bu konuda geçen milletvekillerine verdiğim brifingde, bunu onlarla da paylaştım. Tartıştık. Öngörülerimizi, görüşlerimizi paylaştık. İçinde, tümüyle anti demokratik, yani yerel yönetimi hiçe sayan, yerel yönetimi boşa çıkaran bir kısım tanımlamalar var. Bahsettiğiniz de onlardan bir tanesi. Devlet projesi… Yani bir nevi Kanal İstanbul şifresiyle tanımlanan kanun maddeleri sıralanmış. Bu, tabi olması mümkün olmayan, döneme göre, kişiye göre, o dönemin siyasi bakışına göre tanımlanmış bir taslak. Yürümez. Böyle bir taslakla yerel yönetim olmaz. Demokrasi hiç olmaz. Umarım doğru değildir. Umarım, böyle bir taslak Meclis’e gelmez. Buna, toplumun tepkisi büyük olur. Tümüyle, milletin iradesine ters düşen bir anlayışla hareket biçimini doğurur. 3-5 bürokratın karar verdiğine, milyonlarca insanın tavrını hiçe sayan, tamamen oradaki bir kısım bürokrasinin kararıyla yol alınacak bir sistem tanımlanmış. Karşıyız. Şu an takip ediyoruz. Gerçek olmadığını umut ediyoruz. Zamanla inşallah bunu düzeltiriz diye düşünüyorum. Ancak, ben hala Sayın Cumhurbaşkanı’nın emaneti olan, sözü olan, talimatı olan, bizimle bu kanun hazırlanacak şeklindeki taahhüdünün karşılığını bekliyorum.”