Ekrem İmamoğlu o görüntüyü böyle savundu: Benim eşim nereye gideceğini bilir!
Son zamanlarda kafamızı nereye çevirsek karşımıza Ekrem İmamoğlu çıkıyor. İstanbul'a hizmet için göreve gelen Ekrem İmamoğlu, siyasetten sanata kadar pek çok konuda dikkat çeken açıklamalar yapıyor. Peki, HDP'li isimlerin kitaplarının İBB tarafından satılmasına ve eşi Dilek İmamoğlu'nun Demirtaş'ın oyununa gitmesine İmamoğlu ne dedi dersiniz?..
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun HDP'li isimlerle iç içe olduğu görüntülere tepkiler gelmeye devam ediyor. İmamoğlu, Selahattin Demirtaş’ın oyununu izleyenler arsında eşinin olmasını bakın nasıl savundu.
“Selahattin Demirtaş’ın kitaplarının İstanbul kitapçısında satıldığına dair. Bu yeni bir uygulama mı? Sakine Cansız’ın envanterden bugün çıkarıldığına dair bazı görseller dolaşıyor…”
- Bu şekilde tartışılması bizi üzüyor. Kitap konusu yıllar önce de başka şekilde eleştiriye sebep olmuştu. “Bomba kadar etkili” diye bir tarif yapılmıştı. Bu olaydan sonra, bunu yapanlar, bu ülkede 15 Temmuz’u gerçekleştirmişti. Bu tarz laf söyleyenlerin pişman olduklarını düşünüyorum. Belki sormanız da gerekebilir o dönemin Başbakanı böyle bir ifade de bulunmuştu. Sayın Demirtaş’a ait kitap her yerde satılıyor. Devletin kurumları da buna dahil. PTT’nin de sitesine girin, var TBMM’nin de sitesine girin, var. İktidara çok yakın kitapçıda da var. Başka kitapçılarda da var. Olabilir de. Olmalıdır da. Kaldı ki bir kitabın yasak olup olmadığına karar verecek olan, bu ülkenin mahkemeleri, savcılıkları. Diğer kitapla ilgili olarak; 5 yıldır satışta olan bir kitap. Yeni değil. İstanbul Kitapçısı’nda 5 yıldır satışta. Ama gelen haklı tepkiler üzerine biz, o kitabın satışını sitemizden iptal ettik. Ama bu konu üzerinden bir hamaset oluşturarak, yine bir düşmanlık kurgusu üzerine önce sosyal medyadan başlatıp sonra başka iletişim araçlarına taşıyarak, yani bir nevi böyle toplumu infiale getirmek… Bunlar hoş şeyler değil. Toplumu boş işlerle uğraştırma meselesi.
“Demirtaş’ın ‘Devran’ oyununu izleyenler arasında sizin eşiniz de vardı. Hükümet kanadından özellikle İçişleri Bakanı’ndan oyunu izleyenlere tepkiler geldi.”
- Benim eşim, iyi eğitim almış, üniversite bitirmiş, masteri olan, doktorası olan bir Türk kadını. Benim eşim, nereye gideceğini bilir. Türkiye’yi yorumlayan, dünyayı yorumlayabilen ve ona göre nereye gideceğini bilen Türk kadını. Sadece benim eşim değil, oraya gelen diğer kadınların da aynı şekilde olduğunu düşünüyorum. Öyledir de. Kadınların bir kitap üzerinden bir oyunu izlemesi, sürece katkı sunmasını çok olgun bir tavır olarak görüyorum. Destekliyorum da. Eşimin de başta olmak üzere, bana soracak halleri yok. Ben, bu devlet adamlığı çağrısını her zaman ifade etmiştim. Söylenen sözler, ifade edilen tanımlar, tarifler o kadar kötü ki. Üzüntü ile takip ediyorum. Keşke bu kadınların yaptığına, 10-15 kadın daha eklense. Belki bu ülkede kadın eliyle farklı bir atmosfer doğabilir. Belki bu ülkede, barış ve huzur ortamı oluşabilir. Keşke bunu yapabilsek. Bu konuda biraz erkek çeneleri az konuşsa. Ben sahada gezerken de aynı dili konuştum. Trabzon’da da Diyarbakır’da da İstanbul’da da. Şu anda da görev yapıyorum ve aynı şeyleri konuşuyorum. Bizi hamaset çerçevesi içerisine sığdıramazlar, girmeyiz. Orası, onlara kalsın.