Ekrem İmamoğlu'ndan Maltepe mitinginde Kemal Kılıçdaroğlu saldırısına tepki
Kemal Kılıçdaroğlu'na şehit cenazesinde yapılan yumruklu saldırı güne damga vurdu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Ekrem İmamoğlu da, Maltepe'de düzenlediği mitingde bu olay için çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Maltepe mitingde açıklamalarda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'na şehit cenazesinde yapılan saldırıya tepki gösterdi.
Kemal Kılıçdaroğlu'na saldırıya tepki
İmamoğlu, "Ne yazık ki bugün talihsiz bir olay yaşadı. Ama kendisi çok iyi. Orada bu hareketi yapman vatandaşlarımız değil, bu hareketi yapanlar talimat almış kişilerdir. Benim vatandaşım öyle bir şey yapmaz. Göreceksiniz bu sefer sevgi ve saygı kazanacak." dedi.
Ekrem İmamoğlu'nun açıklamasının satır başları:
Sevgili İstanbullular, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler çocuklar, bebekler, dünyanın en güzel şehrinin çok değerli sakinleri, bu şehrin güzelliklerini yaşamaya, bu şehrin nimetlerinden yararlanmaya en çok hakkı olanlar, İstanbul'un gerçek sahipleri, benim güzel hemşerilerim hepiniz hoş geldiniz.
İstanbul'a yeni bir başlangıca adım atarken gelecek güzel günleri hep birlikte karşılayalım istedim. Bir bayrama gider gibi el ele kol kola olalım. Umudumuzu, mutluluğumuzu hep birlikte paylaşalım istedim. Beni kırmadınız, İstanbul'un her tarafından buraya geldiniz. Hepinize çok teşekkür ediyorum.
'Gelin beraber lanetleyelim'
Bugün burada bir sevinci paylaşıyoruz ama ne yazık ki bir yanımız keder dolu. Irak sınırında devam eden operasyonlarda şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Gelin beraber lanetleyelim.
Allah'ım milletimizi terör örgütlerinden her daim korusun. Birliğimiz, bütünlüğümüz daim olsun. Bir millet sevinçte ve kederde ortak olabiliyorsa millettir. Vatandaşların bir bölümünün sevinci, başka vatandaşların gönlünü kırıyorsa orada bir sorun var demektir. Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın.
Hiçbir seçim vatandaşlar arasındaki gönül köprülerini yıkmamalıdır. Bunu sağlama görevi de öncelikle siyasetçilerindir. Seçimlerden sonra birlik, bütünlük, kardeşlik mesajları kolaydır. Zor olan, değerli olan seçimden önce de ağır ithamlardan, çirkin sözlerden, mesnetsiz iddialardan uzak durup siyaset yapabilmektir.
Rakibinize oy veren milyonları rencide etmek, onlara hakaret etmek, birtakım siyasi matematik hesaplar belki size seçimi kazandırabilir ama kazanılmış bir seçimi yalnız siz kazanmış olursunuz. O seçimden asla millet kazançlı çıkmaz.
O seçimi vatandaş kazanmış olmaz. Bir sözle kalpleri kırarsınız ama bin sözle kazanamazsınız. Ben seçimleri değil, sizlerin kalplerini kazanmaya geldim.
Sevgili İstanbullular, 31 Mart İstanbul Yerel Seçimleri tarihe geçmiştir. Bu seçimden herkesin ama özellikle de siyasetçilerin alacağı dersler vardır. Ben bu seçimden çıkan 3 temel dersi hatırlatmak istiyorum. Birincisi, siyaset her koşulda sevgi, saygı, centilmenlik içerisinde yapılmalıdır. Hem vatandaşlara hem de siyasi rakiplere karşı bu centilmenlikten asla vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz.
İkincisi, siyasetin temel amacı insanların mutluluğudur. Özellikle de şu güzel çocuklarımızın mutluluğudur. Siyaseti öncelikle bu sorumlulukla düşünmeliyiz. Üçüncüsü, herkesin dünya görüşü farklı olabilir ama bunları yarıştırmanın bunları çatıştırmanın asla ama asla adı siyaset değildir.
Siyaset, kendi değerlerinden, kendi dünya görüşünden, inancından yola çıkarak neyi, nasıl yaptığınla hangi sorunlara nasıl çözümler ürettiğinle ilgili bir şeydir. Bu dersi hiç kimse unutmasın. Siyaset her şeyden çok çözüm üretme işidir.
31 Mart seçimlerinden bu dersi çıkartmayanlar bundan sonra asla seçim kazanamazlar demeyeceğim. Olabilir, elbette onlar da kazanabilirler ama 31 Mart seçimlerinde bu dersleri almamış olanlar bundan sonra seçim kazansa da sonuçta kazanan asla milletimiz olmayacak, vatandaşımız olmayacak. Bu dersleri yalnızca başkaları için yerine getirmiyorum. Benim de eksiğim, yanlışım, zaafiyetim olabilir. Mutlaka düzeltmeye, çok daha kaliteli siyaset yapmaya gayret edeceğim. Hepinizin huzurunda söz veriyorum.
İstanbul'da yeni bir başlangıca hep birlikte imza atacaksak eğer, öncelikle siyaset anlayışını hep birlikte değiştirmek zorundayız. Yeni nesil bir siyaseti, siyasetin en yenisini bu şehre, bu ülkeye hep birlikte hakim kılmalıyız. Hakim kılmak zorundayız.
31 Mart yeni nesil siyaset anlayışının halkta nasıl büyük bir karşılığı olduğunu göstermiştir. Ben, bu anlayıştan ayrılmadan iş yapmaya, çözüm üretmeye devam edeceğim. Sizi, bu 16 milyon şehrin her ferdine söz veriyorum.
Biliyorsunuz, 31 Mart İstanbul seçimlerinin oy sayma işlemi tam 17 gün sürdü. 17 günde yaşananlar hakkında çok şey yazılacak biliyorum.
Ben bugün itibariyle hepsini bir kenara bırakmış ve işime, tüm İstanbullulara hizmet sorumluluğuna odaklanmış durumdayım. Şurası şok iyi anlaşılmalıdır: 17 gün boyunca yaşanan ve kısmen bugün hala devam eden gelişmeler bizi milletçe demokrasi sınavından geçirmiştir. Büyük bir mutluluk ve gururla ifade ediyorum milletimiz bu demokrasi sınavını başarıyla vermiştir. Bu muhteşem millet demokratik olgunluğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Hiç kimse unutmasın bu ülkede millet ne derse o olur. Ülkede son sözü millet söyler. 23 Nisan 1923'ten bu güne gerçek sözü millet söyler. 23 Nisan 1923'ten bu güne son sözü millet söylemiştir.
Ülkenin birliği, çocuklarımızın geleceği için bugün, yarın daima, son sözü millet söyleyecektir. Herkes bunu bilmeli ve milletin sözünü emir kabul edebilmeli, içine sindirebilmelidir. 23 Nisan 1920'den günümüze aldığımız terbiye budur. Bu vesileyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyorum.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!
Kampanyam boyunca söz verdiğim gibi İstanbul'da sadece dini bayramlarda değil milli bayramlarda da toplu taşıma ücretsiz olacak. Bu uygulamaya en kısa zamanda bağlayacağımızı müjdeliyorum.
Ben İstanbul'a yeni bir başlangıç vaat ederek buraya geldim.