İstanbul Şehir Üniversitesi'nde işler karışık! Neler oluyor?
Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde değerli kamu arazisini kurucuları arasında olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi'ne bedelsiz bağışlaması tartışmalarıyla ilgili Takvim gazetesi yazarı Zafer Şahin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kurucuları arasında olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi'nde yaşananları Takvim Gazetesi yazarı Zafer Şahin “Bir şehir ittifakı” başlıklı yazısıyla köşesine taşıdı. Şahin, yazısında üniversitenin,hükümeti hedef almasını eleştirdi.
"Bir şehir ittifakı" başlıklı yazısında Şahin, "Eğer mevcut iktidara düşmansanız, siyasi yelpazenin solunda ya da sağında olmanızın bir önemi yok bu topraklarda. Hele bir de hak, hukuk, adalet gibi evrensel kavramları esas niyetinizi perdelemek için kullanıyor ve iktidar tarafından mağdur edildiğinizi söylüyorsanız işiniz daha da kolay…" ifadelerini kullandı.
Üniversite yönetiminin iktidar partisini suçladığını belirten Şahin, "Ortak paydası AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı olan bir şehir ittifakı bu" diye yazdı.
İşte Zafer Şahin bugünkü yazısı:
Bir şehir ittifakı
Türkiye bir çelişkiler ülkesi…
Eğer mevcut iktidara düşmansanız, siyasi yelpazenin solunda ya da sağında olmanızın bir önemi yok bu topraklarda. Hele bir de hak, hukuk, adalet gibi evrensel kavramları esas niyetinizi perdelemek için kullanıyor ve iktidar tarafından mağdur edildiğinizi söylüyorsanız işiniz daha da kolay…
Şaşırtıcı ittifak ortakları hemen kapınızı çalacaktır. Tıpkı Şehir Üniversitesi meselesinde olduğu gibi…
Önce meseleyi bilmeyenler için kısa bir özet geçelim…
"Her yasal olan helal değildir" diyen eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, kurucusu olduğu vakfın üniversitesine İstanbul'da kamunun son derece kıymetli bir arazisini bedelsiz olarak bağışlar!
Üniversite yönetimi altın değerindeki bu arsayı ipotek ettirir ve Halkbank'tan 370 milyon lira kredi çeker. Sonra devreye Mimarlar Odası girer. Devletin arazisinin bir vakıf üniversitesine peşkeş çekilemeyeceğini belirterek Danıştay'a itirazda bulunur.
Danıştay itirazı haklı bulur, arazi yeniden kamuya geçer. Bu arada üniversite yönetimi aldığı kredinin taksitlerini ödememektedir. Halkbank mecburen yasal takip sürecini başlatır. Ve bu aşamadan sonra film kopar…
Davutoğlu'nun yakın adamlarından oluşan üniversite yönetimi "İktidar bizi siyasi sebeplerle cezalandırıyor" iddiasıyla ortalığı ayağa kaldırır. Kamunun arazisinin nasıl üniversiteye peşkeş çekildiği, 370 milyon lira kredinin nereye harcandığı belli değildir. Ancak onlar mağdurdur…
Üniversite rektörü kendisine destek ziyaretine gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve milletvekillerini karşısında görünce pek bir duygulanır. Önce yaşadıkları büyük mağduriyeti anlatır, sonra bu süreçte hep yanlarında olduğunu vurguladığı Kemal Kılıçdaroğlu'na teşekkürlerini iletmelerini rica eder!
Bu aşırı tuhaf ittifakı daha da netleştirmek için bir toparlama yaparak devam edelim…
Ortada kamu arazisini kendisine yakın vakfa adete peşkeş çeken bir siyasi ve o araziyi ipotek ettirerek kamu bankasından 370 milyon lira kredi çeken ve borcunu ödemeyen bir üniversite yönetimi var. Solcu meslek odası, üniversite yönetimini yargıya şikayet ediyor. Ve yargı şikayeti haklı bularak hukukun gereğini yapıyor. Buna rağmen solcu parti yöneticileri o üniversite yönetimine destek çıkıyor! Üniversite yönetimi de kendilerini şikayet eden solcuları değil iktidar partisini suçluyor!
Ortak paydası AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı olan bir şehir ittifakı bu…
Dertleri sağ, sol, üniversite, bilimsel eğitim, kamu kaynağının korunması, yetim hakkının gözetilmesi vs.değil…
Dertleri malum…