İSTANBUL

Kanal İstanbul Projesi hakkında 11 yalan 11 gerçek

Kanal İstanbul tartışmaları devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Kanal İstanbul için özel bir sunum hazırlayarak proje hakkında aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun dile getirdikleri de bulunan 11 iddiaya 11 yanıt verdi.

Serpil Portakal
Serpil Portakal[email protected]
Kanal İstanbul Projesi hakkında 11 yalan 11 gerçek - Sayfa 1

İDDİA: “Kanal İstanbul, şehre susuzluk getirecek. İstanbul yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kaybedecek.”

YANIT: Bugün İstanbul’un yıllık su tüketimi yaklaşık 1 milyar 60 milyon metreküptür. Kanal güzergâhındaki su rezervi incelendiğinde; Proje, Terkos Gölü’nün yakın koruma alanına girmemektedir. Terkos Gölü’nün mevcut verimi yılda 133,9 milyon metreküptür. Kanal İstanbul’la birlikte gölün verimi yılda 2,7 milyon metreküp düşecektir. Bunun İstanbul geneline etkisi yok denecek kadar az, sadece binde 2,5 düzeyindedir. Sazlıdere Barajı’nın da mevcut verimi yılda 49 milyon metreküptür. Kanal İstanbul’la birlikte barajın verimi yılda 19 milyon metreküp olacaktır. Fark yılda 30 milyon metreküp düzeyindedir. Sazlıdere Barajı’nın yüzde 61’i kanal içinde kalacak, ancak kalan yüzde 39’luk kısmı korunacaktır. Buradaki su kaybının İstanbul geneline etkisi yüzde 2,8 seviyesindedir. Kanalın toplam su rezervine etkisi yüzde 3 seviyesindedir. İstanbul’u geleceğe taşıyacak esas kaynak olan Melen Barajı projesi tamamlandığında İstanbul’a yılda 1,1 milyar metreküp su gelecektir. Bu değer, Kanal İstanbul sebebiyle oluşacak farkın tam 34 katıdır. İstanbul’un ihtiyacı olan yıllık rezervden bile daha fazlası oluşturulacaktır. Ayrıca, DSİ tarafından planlaması yapılan Hamzalı, Pirinççi, Karamandere Barajları aktif hale getirildiğinde, yine İstanbul’un su rezervini fazlasıyla arttıracaktır.

Kanal İstanbul Projesi hakkında 11 yalan 11 gerçek - Sayfa 2

İDDİA: “Kanal İstanbul depremi tetikleyecek.”

YANIT: Kanal İstanbul’un Kuzey Anadolu fay hattına mesafesi 11 kilometre, Çınarcık fay hattına mesafesi 30 kilometredir. 21 metre derinliğinde bir kanalın, 20 kilometre derinlikteki bir fay hattını tetikleyeceğini iddia etmek, bilimsellikten uzak bir söylemdir. Ayrıca ÇED sürecinde sadece deprem değil tsunami riskine dair raporlar hazırlanmıştır. Kanalın geçeceği alana, inşa edilecek limanlara ve binalara, bu yapılarda kullanılacak malzemelere dair her türlü felaket senaryosuna uygun yapılaşma standartları getirilmiştir. Kanalın bir depremden nasıl etkileneceğini görmek için; normalde 145 ve 475 yıl geriye gidilerek yapılan simülasyonlar yerine, tam 2.475 yıldır tekrarlanan depremleri baz alarak testler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca 2013 yılında güncellenen Türkiye Diri Fay Haritası’na bakıldığında Kanal İstanbul güzergâhı boyunca herhangi bir depreme neden olacak diri fay bulunmamaktadır.

Kanal İstanbul Projesi hakkında 11 yalan 11 gerçek - Sayfa 3

İDDİA: “Kanal çevresindeki yapılaşma, kısa zamanda sıcaklık-nem-rüzgâr rejimini değiştirerek İstanbul’u bir ısı adasına çevirecek.”

YANIT: Orman arazilerinin korunması için 6831 sayılı Orman Kanununun ilgili maddeleri doğrultusunda hareket edilmiştir ve edilecektir. Küçükçekmece Gölü’nün sahillerinde herhangi bir inşaat söz konusu değildir ve bu alan Doğal Sit Alanı statüsüyle korunmaya devam edecektir. Kanalın her iki yakasındaki habitatların, doğal hayatın sürekliliği sağlanacaktır.

Kanal İstanbul Projesi hakkında 11 yalan 11 gerçek - Sayfa 4

İDDİA: “Küçükçekmece Gölü kıyısında yer alan Bathenoa Antik Kenti, Yarımburgaz Mağaraları proje tarafından yutulacak.”

YANIT: Kanal İstanbul’un, Bathenoa Antik Kenti ve Yarımburgaz Mağaraları ile herhangi bir ilgisi yoktur. Bathenoa Antik Kenti, Kanal çalışma alanının dışındadır. Yarımburgaz Mağaraları, Kanal inşaat çalışma alanının yine dışındadır.